8 Temmuz 2010 Perşembe

Non-formal eğitim ne ola ki?

Aldığım 9493646263 eğitimin neredeyse tamamında, birileri konuşur, biz de dinlerdik.
Ancak üniversite hayatımın ilk yıllarından beridir "hocanın anlatması" yerine, bizim öğrenmemiz üzerine kafa yormuştum bazı bazı.
Sonrasında, seneler sonrasında, deneyimleyerek öğrenme üzerine birşeyler yazmaya, çizmeye başladım ve eş zamanlı olarak birden "bilgi"ler akmaya başladı.
experiencial training (deneyimsel eğitim), non-formal/informal (biçimsel olmayan) eğitimler vs... Benim ilgi alanımmış, sonradan öğrendim.
Bu tip eğitim tipinde, yolları ezberleyip, "doğru yapabilme" amacında denemeler yapmak yerine direk hatalı olsun olmasın, deneyimler kazanıyorsunuz.
Böylece birilerinin anlattıklarını dinlemek yerine, "biz" oluşuyor ve herkes herkesten, ezber bilgi yerine, hücrelerinize oturmuş öğrenimler, eğitimler alıyorsunuz.
Hani seminerlerde de "hadi arkadaşlar, şimdi gruplaşalım" denildiğinde bu mantık uygulanıyor bir nebze, ancak non-formal eğitim, ara ara değil, tamamen bu sistem üzerine kurulu.
Buna dair ilk güzel örneklerimi Derya Akkaya'nın koçluk eğitimlerinde edindim sanırım.
JCI'ın eğitimlerinde de seminer tarzı ve bu tarz içiçe. Ancak İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti'nin Gönüllü Programı eğitimleri, tamamen bu kurgu üzerine ve eğitmenlerin (Tekne isminde bir eğitim dükkanı) başarısından mıdır, sistemin verimliliği midir...
Şiddetle, hiddetle, sevgiyel tavsiye ediyorum bu sistemi deneyimlemenizi.
En kısa zamanda tekrar değineceğim bu konuya.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumunuzla blogu zenginleştirdiğiniz için teşekkürler :)))