15 Haziran 2012 Cuma

Perspektif Geliştirmek Ne Kazandırır Ki?

Farklı bakış açılarına esneyebilmek, ne kazandırır bizlere?
Dilersek işimizde dilersek evimizde, ilişkilerimizde yepyeni bakış açıları, çözümler de getirmez mi?
Belki aşamadığımız bir kişisel sorun, belki de bir inovasyon projesi... 
Uzatmayayım, yenilikçi düşünme becerileri ve zihnin çalışma yapısını modellediğim İLHAM IŞIMASI Eğitiminden bahsetmek istedim.
Haziran Ayındaki son eğitimim olacak :)
İlham, yenilikçilik, yaratıcılık, inovasyonel düşünme becerileri ilgi alanınızdaysa, buyurun ! :)

Herhangi bir kişisel gelişim eğitimi almamış olsanız da zihniniz çalışıyor değil mi?
Peki ya zihnin çalışma süreçlerini tanısanız, istemediğiniz zihinsel durumları hızlıca tespit edip, sorunlara hızla ÇÖZÜMLER YARATSANIZ...
Karşılaştığınız sıkıntıları FIRSATa çevirmek istiyorsanız,
Çalışanlarınızın uyum, performans ve vizyonlarını açmalarını bekliyorsanız,
Alışkanlıkları, psikolojik sorunları ÇÖZÜMe kavuşturmak istiyorsanız...
İlham Işıması eğitimine davet ediyorum sizi.

Temel olarak zihin haritalama teknikleri, geliştirilmiş besleyici uygulamalar, NLP, bol sorgu ve hayata dair bir çok konunun işlendiği ilham ışıması eğitimi, 24 Haziran'da Jüpiter Danışma çatısında olacağız.


Mutlu günler,
Mustafa Emin Palaz
P Bu mesajı yazdırmadan önce lütfen çevreyi düşününüz

12 Haziran 2012 Salı

Hiç Nepal'de Manastıra Gittiniz Mi? Gidenler Hiç Orada Kalmış Mı?

Nepal'in ayrı bir yeri vardır bende. En enteresan meditasyon çalışmama konu olmuştu oradaki bir manastır.
En iyi çaldığım enstrümanlardan didgeridoonun metal bir versiyonu varmış, öğrenmek için Nepal'e git diyorlar.
Ve klasik budizm, bengal kaplanları vs...

Direkt reklam gibi olacak ama bana hoş gelen birşeyi paylaşmak istedim.
Başka program sebebiyle benim gidemediğim bir yurt dışı turu var.
Diğer gördüğüm turlara kıyasla bunun bir öyküsü var ve geri planını biliyorum. Bu, bu, bu piyasada gider şeklinde bir popülist yaklaşımdan ziyade, bizzat deneyimleyip de organize edilen bir yapı. 
Bilgilenmeniz için de paylaşayım dedim.
Organize eden Elif Yılmaz ve Şenay Karakaş.
Elif'ten Ay Geceleri konseptindeki sıradışı toplantıları ve birkaç konu hakkında blogumda daha önce bahsetmiştim.
Şenay ise Düşler Akademisi projesinde gönüllüyken tanıştığım, gönlü temiz bir arkadaşım. 
Bu etkinliğe katılamıyorum, ama ikisinin de çalışma prensiplerini baya baya bildiğim için gayet rahat reklamlarını yapabilirim :))))

NEPAL TURU
Nepal (9 Gündüz, 8 Gece; 6 Gece Otel Konaklamalı, 2 Gece Manastır Konaklamalı)
Nepal:
Güçlü Çin ve ruhsal Hindistan'la çevrilmiş bir ülkedir Nepal. Ayrıca kuzeyinde ünlü sıradağlar Himalayalar'ı buluyorsunuz. 8000 metreyi aşan dağlarından Everest ise, en büyük zirvedir. Türkiye'yle kıyaslarsak nüfusu yarısı kadardır, yüz ölçümü ise beşte birimiz. Halkının %80'i Hinduyken, Buda'nın memleketi olduğu için %10'u da Budist'tir. Bu sevimli ülkenin dili ise Nepali'dir, ama siz İngilizce de kullanabilirsiniz.
Şu an cumhuriyetle yönetilse de uzun yıllar süren Komünist Parti rejimi, rekabetin olmamasına sebep oldu. Bu sebeple dünyanın az gelişmiş ülkelerindendir (merak edenler için, kişi başı gelir 240$). Ama bu durum, ülke insanlarına saflık kazandırmıştır. Saf, tertemiz, yardımsever insanların yaşadığı ülke olan Nepal'de UNESCO Dünya Mirasları listesinde yer alan bir çok tarihi eseri göreceksiniz. Bunun yanı sıra, engin ormanlarında yapılan safariler, yüksek dağlarına yapılan trekkingler ve muhteşem manzaralarını çekme amaçlı fotoğraf turları da Nepal'i turistik açıdan revaçta bir ülke haline getirmektedir.
Biz de bu farklı ülkeye, daha da farklı bir gezi düzenledik. Nepal'in başkenti olan Kathmandu'nun tarihi kokusunu solumak, değişik yaşam tarzlarına tanık olmak, manastır yaşamını deneyimlemek, enerjisi yüksek tapınaklarını gezmek, orman safarisiyle maceranın doruklarına çıkmak, Pokhara şehrinde tam bir yazlık tatil yapmak için bu farklı geziyi düzenledik.
Gezimizin Planı:

1.Gün(3 Temmuz):
Airarabia Havayolu'nun gece 01:10 uçağıyla Nepal, Kathmandu'ya uçuyoruz. Gecemiz uçakta geçecek. Ertesi gün 13:00'da Katmandu'da,havaalanında rehberimiz bizi karşılıyor. Turist otobüsümüzle Katmandu, Thamel'de otelimize geçiyoruz. Otele yerleştikten sonra saat 15:00'de rehberimizle Katmandu'yu keşfe çıkıyoruz. 13. yüzyılda inşa edilmiş ve gösterişliliğinden hiçbir şey kaybetmemiş Hindu tapınaklarını ziyaret ediyoruz. Rehberimizle Katmandu'ya tarih içerisinde bir yolculuk yapıyoruz. Akşam da Katmandu'nun eğlenceli ve renkli yaşamına giriyoruz. 22:00'de ise otele dönüş yapıyoruz.
2.Gün(4 Temmuz):
Otelimizdeki kahvaltıdan sonra turist otobüsüyle Kopan Manastırı'na gidiyoruz.
Kopan Manastırı hem yatılı bir Budist okuludur hem de turistler için Budizmi yaşama amaçlı bir konaklama yeridir. Katmandu şehrinin hemen dışında Himalayalar'ın eteğinde yer almaktadır. 1971 yılında Lama Zopa Rinpoche tarafından kurulmuştur. Lama Zopa Rinpoche, 1950'de Çin'in Tibet'i işgali sonucu Tibet'ten Nepal'e göç eden Lama Lawudo'nın enkarnesidir. Halen manastırda yaşasa da dünya genelinde seminerler vermek için sürekli yurtdışına çıkmaktadır.
Öğlen vakti özel turist otobüsümüzle manastıra varıyoruz. Odalarımıza yerleştikten sonra manastırı keşif gezisine çıkıyoruz. Manastırın dışında yaptığımız hafif bir yürüyüşten sonra saat 18:30'da akşam yemeği, akabinde de manastır öğrencilerinin Chanting (Budist Zikri) adında yaptıkları gösteriyi izliyoruz. Bugün erken yatıp dinleniyoruz. Çünkü ertesi gün erken kalkış var.

3.Gün(5 Temmuz):
Gündoğumunda kalkıp günün doğuşunu Himalayalar üzerinden eşsiz bir manzarayla izliyoruz. Turuncunun ve mavinin her tonunun harika oluşumlarına gözlerimiz ve bedenimiz eşlik ediyor. Ardından Budist rahiplerin ve manastır öğrencilerinin yaptıkları günü kutlama gösterilerini izliyoruz. Gösteriden sonra kahvaltımızı yapıyoruz. Manastırda hergün saat 10:00'da turistler için yapılan meditasyon seansına katılıyoruz. 11:30'daki öğle yemeğimizi yedikten sonra da turist otobüsümüzle ve rehberimizle Katmandu'nun tapınaklarını görmek için harekete geçiyoruz.
İlk durağımız, dünyanın en büyük stupasının(stupa; kutsal Budist anıtı) olduğu Bodannath Meydanı. UNESCO Dünya Mirasları listesinde yer alan Bodannath Stupa'sının yapılış tarihi M.Ö. 5. yüzyıl olarak bilinmektedir. Stupa yapıldıktan sonra Budist rahiplere hacı olmaları için kapılarını açmıştır. 1950 yılında Tibet'in Çin tarafından işgali sonucu Tibet'ten Bodannath bölgesine birçok Budist Lama göç etmiştir. Göç eden Lamalar bölgede kurdukları 50 ayrı manastırla Bodannath Meydanı'nını oluşturmuşlardır. Meydanın sakin, huzurlu ve dingin havasını solurken gezimize devam ediyoruz.
Günün ikinci önemli gezisini ise Pashupunathi  Hindu Tapınağı'na yapıyoruz. Bodannath Meydanı'na yakın nehir kenarına kurulmuş olan Hindu tapınağı da UNESCO Dünya Mirasları listesindedir. Dünyada sayılı Hindu tapınaklarından biri olan Pashupunathi 'yi 2000 yıl önce Tanrıların inşa ettirdiğisöylenmektedir. Hindu inancına göre Tanrı Şiva'nın tapınağı olarak da bilinmektedir. Ölü yakma törenlerinin yapıldığı tapınağın farklı havasını yaşadıktan sonra turist otobüsümüzle manastıra dönüyoruz. Akşam yemeğimizi yedikten sonra manastırda serbest zaman geçiriyoruz.
4.Gün-5.Gün(6-7 Temmuz):
Manastırda erken alacağımız kahvaltıdan sonra orman safarisi yapmak için özel turist otobüsümüzle Chitwan'a doğru yolculuğa çıkıyoruz.
Chitwan, Katmandu'ya 6 saat otobüs yolculuğu mesafesinde Terai Ovası'na kurulmuş bir orman şehridir. 1973 yılında ülkenin ilk ulusal parkı Chitwan National Park bu şehirde kurulmuş ve safariye açılmıştır. Parkın içinde konaklama da mevcuttur. Parkta yapılan aktiviteler ise rehber eşliğinde; ormanda trekking, jip safarisi, fil safarisi, kanoyla gezintiyle beraber farklı yaşam biçimleri görme ve keşfetmedir. Ormanda bulunan farklı tür yaşam biçimleri, 50'den fazla memeli hayvan türü, 400 kuş türü, 55 tür kara ve su hayvanı, 65 tür kelebek olarak geçmektedir.  Bengal kaplanları, su aygırları, gergedanlar, leoparlar, değişik tür geyikler, maymunlar, ayılar ve antiloplar Chitwan National Park'ta yaşamaktadır.
Parkta bir gece kalıp macera dolu safariler yaparak değişik hayvan türleri görme şansını yakalayacağız.
6.Gün(8 Temmuz):
Günün sabahında yine özel turist otobüsümüzle Chitwan'dan yedi saatlik bir otobüs yolculuğuyla Pokhara'ya gidiyoruz.
Pokhara , Katmandu'nun batısında olan bir vadi şehridir. Phewa Gölü'nün etrafına kurulmuştur.  8000 metre üzerinde dağları olan Annapurna Sıradağlarına sadece 30 km uzaklıktadır. Nehirleriyle, şelaleleriyle, kanyonlarıyla muhteşem bir şehir olan Pokhara, 1768 yılında Nepal topraklarına katılmıştır. Ardından da Hindistan, Katmandu, Tibet, Çin arasında çok önemli bir ticaret merkezi haline gelmiştir. 1950'deki Çin'in Tibet'i istilası sonrası Pokhara, Tibet'ten üç milyon Budist göçmene kapılarını açmıştır. Pokhara, bundan dolayı Budizm ve Tibet kültürünün etkisi altındadır. Bu etki de şehre ayrı bir huzur ve dinginlik katmış. Trekking ve dağcılık turizminden dolayı da Pokhara, Nepal'in en modern şehirlerinden biridir. Şehirde, huzuru ve dinginliği yaşarken gölün kenarına kurulmuş restoranlarda, cafelerde de keyifli zamanlar geçirilir.
Pokhara'ya vardıktan sonra otelimize yerleşiyoruz. Ardından da bu inanılmaz şehri beraberce serbest zaman şeklinde geziyoruz. Akşam da modern Pokhara'nın gece yaşamına bir giriş yapıyoruz.
7.Gün(9 Temmuz):
Otelde aldığımız kahvaltıdan sonra özel turist otobüsümüzle bu harika şehri gezmeye devam ediyoruz. 500 metre uzunluğuyla dünyaca ünlü Devi's Fall (Cehennem Şelalesi) ilk göreceğimiz yer. Güzelliğinin görkemi kadar korkutucudur da.
Şelale ziyaretinin ardından göl kenarına geliyoruz. Öğle yemeğimizi yedikten sonra, gölde kayıkla gezintiye çıkıyoruz. Günbatımına doğru Phewa Gölü'nün kuzeyine geçiyoruz kayıkla. Oradaki farklı stupaya doğru trekking yapıyoruz. Daha sonra gün batımının Annapurna Sıradağları üzerindeki farklı renklerini ve manzarasını oradaki tepeden izleyerek görsel bir şölen yaşıyoruz.
Göl kenarında yiyeceğimiz akşam yemeğinden sonra da Nepal etnik müziğini ve dansını izlemek için eğlenceye gidiyoruz.
8.Gün(10 Temmuz):
Sabah kahvaltıdan sonra Pokhara'da uçak vaktimize kadar serbestçe zaman geçiriyoruz. Öğlen uçuşuyla da Katmandu'ya geri dönüyoruz. Katmandu'ya döndükten sonra otelimize yerleşiyoruz. Günü serbestçe geçirip Katmandu'ya, Nepal'e veda ediyoruz. Akşam da eğlenerek Nepal'e son vedamızı yapıyoruz.
9. Gün(11 Temmuz):
Otelde yaptığımız kahvaltıdan sonra Katmandu Ulusal Havaalanına gidiyoruz. Saat 13:50'de Airarabia havayoluyla Türkiye'ye İstanbul Sabiha Gökçen Havaalanı'na doğru uçuyoruz.
Ücrete Dahil Olanlar:
-Uçak bileti gidiş-dönüş
-Havalimanından rehber ve turist otobüsüyle karşılama ve otele gidiş,
-Tüm konaklama masrafları ve sabah kahvaltıları,
-Manastırda, Chitwan Milli Park'ta üç öğün yemek,
-Müze ve tarihi yapılara giriş ücretleri,
-Rehberlik Hizmetleri,
-Özel klimalı turist otobüslerinde ulaşım,
-Pokhara-Katmandu uçak bileti
Ücrete Dahil Olmayanlar:
-Yurtdışı çıkış harcı (15TL),
- Nepal Vizesi (25$),
-Katmandu'da ve Pokhara'da kalma süresi boyunca öğle ve akşam yemekleri,
-Pokhara'daki tekne turu,
-İçecekler,
-Bahşişler,
-Tüm özel ve kişisel harcamalar.
·         Otel ve manastırdaki odalar standart odalardır. Lüks odada kalmak isteyenler aradaki ücret farkını karşılamak mecburiyetindelerdir.
·         Ücret    :1500 Euro  Kredi kartına taksit yapılır.
Elif YILMAZ
ABC    TURİZM
Tel               :+90 212 2438967
Fax              :+90 212 2938050
GSM           :+90 533 4963867
web            :www.abcturizm.com.tr

9 Haziran 2012 Cumartesi

Sosyal Ağ, İş Ağı Derken Başkanım...

Sosyal medya uzmanı başarılı arkadaşlar var.
Sağolsunlar bir kaç dakika içinde size politika belirlemenizde çok güzel ilhamlar verebiliyorlar. 
Ancak mantar gibi de ürediler, değil mi?
Çünkü işimizi geliştirmek için çevremizi daha aktif kullanmak şart oldu, birileri de bunun farkında.
Çok yakında sosyal ticaret de canlı bir şekilde hayatımızda yer alacak.

Peki bu sosyalleşme, ne getiriyor hayatımıza? 
Mesela asosyalleşme :) Uzun bir zamandır birebir bir flörtüm olduğunu sanmıyorum, hep sosyal ağlardan tanıştığım ya da muhabbeti sosyal ağlar üzerinde geliştirdiğim kişilerle çıkıyorum. Ama bu durumu avantajlı bir şekilde iş için de kullanıyorum.
Müşterilerimin tamamını Facebook'tan sağlıyorum, şimdi ufak ufak twitter da başladı. Linkedin'e daha başlamadım bile. Bir dostum ise müşterilerinin tamamını Linkedin'den sağlıyor. Bu neyi gösteriyor? Kullanmasını bilirseniz, şarkı paylaşmak ya da onu bunu retweet etmek yerine daha aktif bir ekonomi yaratmak için kullanabilirsiniz.
Ancak bu sosyal ağlardaki dijitallik, ne kadar hızlı olsa da, arzuladığınız yeni pazarları yaratmanız konusunda eksik kalabilir. 
Çünkü yeni müşteriler için, klasik ötesi yöntemlere girmek gerek. Yeni yöntemler, yeni ürünler, yeni pazarlar, yeni ilhamlar, yeni insanlar için de iş ağlarına dahil olmakta kesinlikle fayda var.
Çevre yönetmesini bilen, bir tango kursunda, doğumgünü partisinde, hatta asansör beklerken bile iş çevresi edinebilir, geliştirebilir. Ama zordur. Dolayısıyla kolaylaştırıcı bir mecrada yer almak, avantajınıza olacak.

Eğer bu iş ağları arasında özgün bir model arıyorsanız, benim gördüğüm kadarıyla sabah buluşması için BNI (http://mustep.blogspot.com/2012/06/sektordas-carpsmasna-cozum.html), akşam buluşması için Ay Geceleri   (http://mustep.blogspot.com/2012/06/ay-isg-altnda-is-gelistirmece.html) en başarılı etkinlikler.

Sektördaş Çarpışmasına Çözüm

İş ağı toplantılarında, en sık karşılaşılan problemlerden biridir sanırım, aynı sektörden başka katılımcılarla çarpışmak kaçınılmaz.
Benim buna kişisel çözümüm, özgünlüğe oynamak. Her fert kendinde özgündür, ben de o sebeple benzer ünvanlarımı taşıyan kişilerle çarpışmamak için kendi özgünlüğümü, diğerlerinden sıyrıldığım alanı belirtiyorum yeri gelince.
Tabi katılımcıyı bu sıkıntıdan kurtaran bir organizasyon örgüsü de faydalı olabilir.
Business Networking, yani iş ağı edinme etkinliklerini "bu işi yıllardır uluslararası platformda yapıyoruz" dercesine mesajı olan BNI- Business Network International'dan bahsetmek istiyorum.
Özellikle sektördaşların çarpışmaması üzerine kurulu bu organizasyon, 27 yıllık global bir geçmişe sahip. Türkiye ayağını ise Ayşe Aslan yürütüyor. 
Ben bir davet üzerine katıldım ve o günden beridir hem çok samimi hem de çok profesyonel bir çatıda hissettim kendimi.
Samimi üyeler var, çünkü herşeyin başında açıklar. "Arkadaşlar sabahın bu saatinde, işlerimizi geliştirmek için bir aradayız, hadi iş konuşalım" diyorlar. Öyle hık mık, kem küm, efendim biz de şöyle işlerle ilgileniyoruz gibi uzatmacalar yok, direkt "şu işleri yapıyorum, şöyle kurumlar arıyorum kendime, size de şöyle faydalar sunabilir, yardımcı olabilirim" deniyor. Açıklık da samimiyet getiriyor.
Bu samimiyette sabahın çooook erken bir saatinde buluşmanın da etkisi var tabi. Ben ilk buluşmamı 1 Mayıs'ta işçi arkadaşlarım yatarken sabah 8:00'de yapmıştım. Sonraki buluşmalarımız ise 06:45'te organize ediliyor. Çünkü madem iş için buluşuyoruz, buluşmalarımız işimize engel olmasın, değil mi? 09:00'a kadar toplantılar bitmiş oluyor genelde.
Her toplantıda, toplantı öncesi serbest networkingi saymasak bile, öncelikle BNI yaklaşımı paylaşılıyor, ardından katılımcılar 60 saniyelik sunumlar yapıyor. Kim ne iş yapıyor, ne gibi faydalar sunuyor, ne gibi konularda kimlerden ne gibi yardımcılar edinebiliyor… Kartvizit toplamaktan ötesi söz konusu, çünkü birebir görüşmeler de yapılıyor ve esas iş bağlantıları burada can buluyor.
Şu ana kadar yaptığım her birebir görüşmeden elim dolu döndüm. Bir bilişim firmasıyla ortak bir eğitim projesi düşünüyoruz, bir başka firmanın yöneticisi, sohbetimizdeki koçluğumdan etkilendi ve birkaç kişiye referans oluyor. Bir başka görüştüğüm firma, gönüllüsü olduğum bir derginin tanıtımında destek olacak.
Ben pekala? Çevremin geniş olmasından ötürü ağımda gördüğüm iş olanaklarını bu firmalara yönlendiriyorum.
Mantık burada kazan-kazan'dan öte, sanırım onu seviyorum. Neoliberalizmin "önce ben kazanayım ki, ben de sana kazandırayım" yaklaşımı yerine, sen başkalarına kazandır ki, başkaları da sana kazandırsın görüşü hakim. Zaten sunumlar, paylaşımlar da "şunu bunu satıyorum" şeklinde bile değil. Size şöyle faydalı olurum, böyle destek sunabilirim" şeklinde, dillere dahi yansımış.
Üyelik sistemi var, çünkü başta da dediğim gibi her sektörden bir temsilciye yer var. Üyelik sistemi sayesinde çok fonksiyonlu bir işletmenin yetkilisi altında kalmıyorsunuz, o işletme hangi sektörünü belirlemişse, gerisi de size kalıyor. Mesela çok büyük bir grup şirketin operasyon müdürüyse bir üye, finanstan gayrimenkule, proje yönetiminden işletme danışmanlığına hizmetleri varsa ve bunlardan en az biri, sizin ürün kalemlerinizle çakışıyor diye düşünelim. O da siz de sadece bir hizmet segmentinden üye olabiliyorsunuz, kimse kimseyle çarpışmamış oluyor ve herkes kendi özgün sınıfında bu atmosferden faydalanabiliyor.
İletişim için ayse@bniturkiye.com üzerinden Ayşe Aslan ile görüşebilirsiniz.

Ay Işığı Altında İş Geliştirmece

Vaktiyle zaman kaybı ya da sadece eğlence aracı görülürdü iş insanlarının buluşmaları. Hatta bilinen tabiriyle business networking faaliyetleri, bekar iş insanlarının başka bekar iş insanlarıyla tanışma, flört etme mekanı gibi bir misyon da barındırıyordu.
Sosyal medya ve değişen iş modellerinin zorunlu kıldığı yeni pazarlar edinme gayreti, business networking faaliyetlerinin de dikkate alınmasını sağladı. Artık sadece kartvizit savurma ve yığınla toplamak değil, kendinizi, kurumunuzu ifade etme mecraları doğdu.
Bunlar arasında birçoğunu gözledim, ama özgün bulduğumu paylaşmak istedim.
Dostum, akıl hocalarımdan, destekçilerimden Elif Yılmaz ve onun samimi, güleryüzlü, cana yakın arkadaşı Mine Erkan'ın organize ettiği Ay Geceleri
Elif'i bizzat tanıyor olmanın rahatlığı var üzerimde, başka mecralardan tanışığız ve çabuk hissedilen bir samimiyeti vardır. Dolayısıyla o telefonda "yeni bir şey yapıyorum Mustafa" dediğinde, bunun hem fayda hem de keyifli olacağını tahmin etmiştim. Ay Geceleri için de sanırım böyle bir özet kullanabiliriz, hem işiniz için faydalı hem de kendiniz için keyifli.
Romantik bir beklenti doğuruyor Ay Geceleri ismi, değil mi? "Dostlar buluşsun" gibi bir şey! Oysa amaç, iş bağlantıları kurmak. "Peki, bu bağlar neden ayın da olumlu enerjileriyle daha samimi, daha güçlü olmasın!" diye düşünmüşler. Dolayısıyla her ayın en güzel gününde buluşuluyor, samimi bir ortamda tanışıklık sağlanıyor. 
Ücretli bir üyelik olmasa da kapalı bir grup Ay Geceleri. Dolayısıyla katılmak için referans gerekiyor. Eğer tanımıyorsanız kimseyi, Elif ve Mine size zaman ayırıp bizzat tanışıyor ve Ay Geceleri'ni birinci ağızdan dinleme, kendinizi de tanıtma fırsatınız oluyor.
Ayda bir kez, akşam buluşması şeklinde yapılan bu etkinlikteyken kimseyi tanımıyorsanız ve tanışma konusunda da biraz motivasyona ihtiyacınız varsa, Elif de Mine de koşuyor yanınıza. Duyduğum kadarıyla iş bağlantıları kuran, hatta birlikte iş yapan arkadaşlar bile olmaya başlamış.
Diğer iş ağı etkinliklerinden temel farkı, gözlediğim kadarıyla mesaiden bağımsız yapılması, güvene dayalı bir grup olması, konforlu bir ortamda gerçekleşmesinden ötürü daha rahat iletişim kurulabilmesi. 
Ayrıca Ay Geceleri her seferinde farklı bir mekanda yapılıyor. Bu da enerjinin dönüşümünü sağlıyor olsa gerek. Sıkılmıyorsunuz, keyif daim oluyor.
İletişim detayları konusunda Elif'in de Mine'nin de kapısını çalabilirsiniz elif@abcturizm.com.tr veya mine@mineerkan.com 

7 Haziran 2012 Perşembe

Anti Koçlukçulara Açtığım Kucak

Yaşam koçluğu hakkında olumsuz konuşan bir arkadaşın bloğuna yazdığım yorumumu paylaşmak istedim.
Paylaşım klasikti, para tuzağı koçluk, ne işe yaradığı bilinmeyen şarlatanlar... Içeriği tahmin edersiniz, gereksiz yere paylaşmadım.
Merhaba,
Koçluktaki hatalı uygulamalardan ötürü, düşüncelerinizde haklı olduğunuz yerler var.
Ama tek bir şeyi merak ettim, bu düşünceleriniz medyada gördüklerinizden beslenen bir düşünce yığını mı yoksa bir koçluk deneyiminizden arda kalanlar mı?
Kötünün iyisini ümit ediyorum, kötü bir koçluk tecrübesi sonucunu her yere mal ediyorsunuzdur umarım.
Zira aksi bilmeden konuşmak olurdu ve en sık karşılaştığımız toplumsal sıkıntı olurdu. Değil mi? Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olabiliyoruz. Oysa eksik bilgi için ne demiş atalar? Yarım hekim candan eder ama yarım molla dinden!
www.nasildahaiyiyaparim.com ve mustep.blogspot.com a beklerim. Mesleğimiz (sanat bazında yapıyoruz hatta) ve incelikleri hakkındaki her sorunuzu, sorununuzu cevaplamaktan memnuniyet duyarım.
Selamlar
Mustafa Emin Palaz