16 Aralık 2011 Cuma

Mobbingin Anatomik Histolojisi

Mobbing ya da halk diliyle istifaya zorlama, iş yerinde yıldırma, sistematik taciz hakkında bir çok kişi şikayetçidir.
Bir çok panel yapılır, bir çok kişi anılarını paylaşır...
Durum sadece zalim amirler ve mazlum çalışanlardan mı ibaret diye merak edip, eski kedim KEDİ ile deneyler yaptık.
Sonuçlarımdan bazılarını da dergimiz İndigo Dergisi'nde yayınlamıştım Ekim 2011 sayımızda.

Geçen gün yine bahsi oldu, ben de blogumdan da paylaşayım dedim yazıyı.
http://arsiv.indigodergisi.com/73/mustafa-palaz.htm

Siz de bu konudan müzdaripseniz veya düşünceleriniz varsa, paylaşmanızı dilerim.
Çözümlere yönelik yazıdan küçük tüyolar alabileceğinizi umuyorum.
Ekstra destek için iletişime geçebilirsiniz cozum@mustep.com ile.
Keyifli okumalar.

14 Aralık 2011 Çarşamba

Amerikalı Aşığımız

Merkür'ün retrosu, altın fiyatlarının dalgalanması, Arap Baharı, iphone 4S'in beklentileri karşılamaması...
Depresif hissetmek için ne kadar çok sebebimiz var, değil mi?
Oysa bu "depresif tutum" bir hâl, bir duygudur genel olarak.
Minimum 6 aylık depresif hissetmekten, ilaç gereksinimlerinden değil, günlük yaşantımızdaki pesimist yaklaşımlardan, olumsuz tutumlarımızdan bahsediyorum tabi ki.
Eğitim ve girişimcilik çalışmalarımdan ötürü, son zamanlarda koçluk yapamıyordum pek. Ancak geçen gün, tam da bu depresif haller için hoş bir koçluk deneyimim oldu.
Özetle paylaşmak ve buradan kendinize çıkarımlar yapmanızı sağlamak istedim.
Arkadaş lafa başladı, kendisini uzun bir süredir depresif hissediyormuş.
Amerika'da yaşıyor ve bir süre daha Türkiye'ye dönmeyecek. Burada bir kız arkadaşı ve hem onu hem ebeveynlerini çok özlemiş. Amerika'yı zaten hiç sevmemiş ve ne işine yaradı diye başlarda sorduğumda, sadece dilinin geliştiğini, başka da bir şey olmadığını söyledi.
Kendisini depresyonda görüyor, nasıl iyi hissedebileceğini ve an'ın keyfini çıkarabileceğini soruyor.

Aldığım eğitimler, edindiğim beceriler onu gaza getirip, iyi hissettirebilirdi, ancak sıkıntısını çözer miydi?
O sebeple istediği hap çözümü vermek yerine, koçluk yaptık.
Yaşadığı yoğun duyguları nelerdi? Neleri özlüyor, nelerden yoksun hissediyordu kendisini? Bu sorgulamalar sırasında, yoksunluktan daha yoğun bir şey vardı ama: endişe!
Koçlukta 3 silahşör olarak geçen endişe, kaygı yaratır. Kaygı da korku doğurur. Korku ise asit yağmuru gibi bulunduğu atmosferi, diğer duygu ve düşünceleri bozar.
Bu şüphe üzerinde durarak bazı sorgulamalar yaptık ve korkusunu itiraf etmesini sağladım: kız arkadaşının bu yalnızlık ve özleme dayanamayarak ayrılması.
Güzel!
Ne düşüneceğini, ne yapacağını, nereye bakacağını bilmiyordu. Ne kadar çözüm odaklı bir insan olsa dahi, neyi çözeceğini bilmiyordu. Ama artık bir potansiyel hedefimiz var!
Bu kayıp korkusu için iki yol bilirim ben. Kaybetmekten korkmak yerine bütüncül benliğimi beslemeye odaklanmak benim tercih ettiğim yol. Kaybedersem naparım diye düşünmek yerine değerli birlikteliği sağlamak, güçlendirmek ise daha koçlukta izlediğimiz yolların genel özeti.
Aynalama dediğimiz metotla ona, içinde bulunduğu ruh halini gösterdim, varyasyonlarını ve bazı olasılıklarını fark etmesinde aracı oldum.
Çözmek istediği birkaç olumsuzluğu ifade ettirdim. Düşünceler ifade bulduğunda, biraz daha netlik kazanabildiği gibi, anlamlarını da kaybedebiliyor.
Nasıl olmak istediğini, hissetmek istediğini sordum. Yine aynı şekilde, ifade edebildiğinde, zihni bir nebze de olsa, otomatik olarak bu yönde çalışmaya başlayacak.


Ve içindeki halin ona avantajlarını merak ettim. Amerika'daydı hatırlarsanız ve bu yüzden uzaktı birçok şeyden. Peki orada olmasaydı nelerden mahrum kalacağını, Amerika sayesinde neleri elde ettiğini sorgulattım. Böylece başlarda kızdığı, öfkelendiği Amerika yolculuğu ve orada yaşamının, an'larının ona kazandırdıklarını fark etmesine vesile oldum.

Zihnimiz genelde negatif meyillidir, böylece olumlu şeyleri geri plana atabilir. Onları fark edebilmek için biraz dürtmek gerekir kendimizi. Düşüncelerimizi ifadeye dökmek, biraz daha netleştirmek, daha da net ifadelere dökmek... Böylece üstlerindeki sis perdesini aralayabiliriz ve aslında görebildiğimiz, ama fark etmediğimiz ŞEYler bile gün yüzüne çıkabilir.
Neticede bu arkadaş da Amerika'da yaşam ve uzak mesafeli ilişkinin ona ve sevgilisine sağladığı gelişim fırsatlarını FARK ETMİŞ oldu.
En ufak bir gaz cümlesi çıkmadı ağzımdan. Ancak mevcut durumun hem kendisini hem de ilişkisini güçlendiren beceriler sağlaması da doğal olarak motivasyonunu artırdı.

Hayatına bir sihirli değnekle dokunan olmadı. Lambadan cin de çıkmadı. "Herşey içimde" gibi bir morfin de almadı.
Sadece bakış açısını yeniledi ve fırsatları fark etmiş oldu.

"Sorgulanmamış hayat yaşanmamış hayattır" demiş ya Socrates... Verimli sorgular sayesinde mutlu bir hayat yaşarsınız.
Kitaplardan, eğitimlerden ve çevrenizdeki koçlardan faydalanabilir, kendi sorgularınızı kurgulayarak sorgularınızı yenileyebilir, güçlendirebilirsiniz.