4 Mayıs 2012 Cuma

İtiraf Ediyorum, Koçluk Bir Saçmalıktır

Evet, koçluk bir saçmalıktır. Para tuzağı değildir, ama sihir de değildir, gaz değildir, sadece saçmalıktır.
Belki bu işin uzmanı olduğumu söylemiş olabilirim.
Mesleğe ilk girdiğimde Türkiye'nin ve hatta dünyanın en genç profesyoneli olmuş olabilirim.
Koçluk teknolojisiyle birçok aşılmaz sanılan engeli aşmış ve hatta danışanlarımla da yollar kat etmiş olabilirim.
Üstelik koçluk ifadesini bir çok kişi yanlış ele alıyor, birbirlerine ahkam kesiyorken, bu işi layığıyla yapan koçlar olarak başkalarına ilham da dağıtmış olabiliriz.
Ama koçluk, bir saçmalıktır.

Bilişsel psikolojide güven alanı diye bir şey vardır, kendinizi iyi hissettiğiniz bölgelerdir.
Aslında iyi hissetmeseniz bile, ne olduğunu, nelerin olabileceğini bildiğiniz, emin olduğunuz, pek sürprizlerle karşılaşılmayan bölgedir.
Risk yoksa kazanç da yoktur felsefesini gösteren bir yerdir. Riski yoktur, kazancı da yoktur haliyle, geliştirmez insanı.
Herşey normaldir orada. 
"Normal."
Ne kadar severiz bu kelimeyi, değil mi? Anlamı norma uygun demek. Norm ne demek? Kalıp.
Yani size desem ki, "kalıplara göre yaşıyorsunuz" diye, direnç gösterirsiniz, ama "normal formlarda yaşıyorsunuz" desem, NORMAL algılayacaksınız beni.

Peki kalıplar nasıl aşılır?
Düz mantık gidersek, kalıpları aşabilecek bakış açıları geliştirerek aşabiliriz.
Kalıpların ötesinde nasıl bakabiliriz pekala? 
Yabancı terminolojide kutu dışı düşünme diye bilinen, içimizdeki kutulardan kafamızı sıyırarak baktığımızda.
Ya da direnç gösterdiğimiz üzere, sıradışı düşünerek.

Sıradışı düşünme becerileri geliştirebilmenin ise 3 yolu var benim bildiğim; yalan (tasvip etmiyorum), ilişkilendirme becerisi (zihin haritalama ve geliştirdiğim eğitimlerimde detaylı şekilde bu beceriyi ele alıyorum) ve saçmalamak.

Başarılı koçluk çalışmalarında da, en azından benim stilimde, yaptığımız şey saçmalamak.
Mesela danışan kişi kariyerinden memnun değil. Her şeyin yolunda olduğunu düşünüyor; ücret, yan gelirler, statü, kurumsal itibar vs... Ama memnun değil. Saçmaladık ve esas memnuniyetsizliğinin, kocasının yaptığı işe saygı duymaması olduğu çıktı. Bunu normal düşünme sistemleriyle ne kadar etkili elde edebilirdik ki...

Bir dostumun canı sıkkındı. Sebebini sordum, sağlık problemleriymiş. Hayırdır dedim, eski bir hastalığı nüksetmiş. Ona hastalıkların altındaki psikolojik bağları bulup çözelim dediğimde saçma bulmuştu :) Ama izah ettim, biraz motive ettim ve yine saçma sapan sorular sordum. Güle güle, dalga geçerek cevapladı ve meğer bir arkadaşı çok canını sıkmış, bu da farklı bir şekilde bedenine yansımış. Hastalığı kaynaklı can sıkıntısı gitti, neşeli bir çözüm süreci başladı. (Bir ara anlatacağım hastalıkların psikolojik tetikleyiciliğini, şimdi dikkat dağılmasın)

Dünkü düşünme kalıpları, sizi yarına hazırlayabilir, ama götürmez.
Farklı bakmalısınız konulara, olaylara, olgulara.
Koçluk bu sebeple bir saçmalıktır. Saçmalatır sizi, "hadi canım" diyeceğiniz bakış açıları geliştirmenizi sağlar. Hemen akabinde de başarılı koçluk çalışmaları, bu saçmalamaların altındaki mantığı izah eder.

Bu konuda merakı olan herkesle deneylerimi, bulgularımı, deneyimlerimi paylaşmaktan keyif duyarım. Eğer farkında olmadan koçluğu kalıplar halinde ele alan bir yaşam koçuysanız sevgili okurum, size de kapım sonuna kadar açık :) Neticede mesleğimizin başarı çıtasını yükseltmek de bize düşen görevlerden.

Saçması seçmesi bol anlar diliyorum,

2 yorum:

Yorumunuzla blogu zenginleştirdiğiniz için teşekkürler :)))