Geçen gün bir tanıdığım telefonunu yeniledi. Benim indirimle
1700 Lira’ya aldığım üründen, kaçak olarak 750 Lira’ya temin etti.
Güvendiği bir arkadaşı kullanıyormuş ve sakatlık çıkınca
adam gelip çözüyormuş. Devasa vergiler ödediğimiz için ve bu telefon da kaçak
olduğu için o kadar fiyat farkı vardır diye düşünmüştüm.
Telefonu aldı ve gösterdi. Bir şey gözümü tırmalıyor ama ne
olduğunu bilmiyorum. Biraz yavaş gibiydi teleon. Sanırım ekran filminden dedim.
Ben filmsiz kullanıyorum ve bu telefonda bir film var.
Ayarlarında birçok şeyi açamıyorum. Sanırım işletim sürümü
farkından.
Telefon, konuşurken aşırı ısınıyor. Bu da üretim hatası olsa
gerek.
Engelleme işlevini denemek istedim. Benim telefonumda
engelleme ayarının altında birçok alt ayar var. Bu telefonda ise sadece
engelleme aç-kapa. Engellemeyi açtım önce, sonra da aradım. Normalde beni
meşgule atması gerekirken çalıyordu, yani engellemiyordu. Diğer başka
ayarlarına baktım, telefona has özelliklerine, hiçbiri çalışmıyordu.
En son aklıma kalemimiz geldi. Bu telefonların en temel
teknoloji farkı, kalemleri ve kalemine göre ekran teknolojisi.
Kalemini çıkardım, benim telefonunkiyle kıyaslarsak çok
dandik gözüküyor. İnce bir dizaynı var ama S Pen dediklerinden değil sanırım.
Emin olmanın tek yolu var, kıyaslamak.
Tekrar denedim, benim kalemim arkadaşın telefonunda
çalışmıyor. Arkadaşın kalem de benim telefonda çalışmıyor.
Eski telefonumu da çıkardım ortaya. Benim kalemi eskisinde
kullanamamıştım, ekranı normal diye. Kontrol ettim yine, benim kalem o ekranda
da çalışmıyor, ama arkadaşın kalemi o telefonun ekranında çalıştı.
Daha azla sorgulama gereği duymadım, bu Note 2 görünümlü
başka bir şey.
Arkadaş sordu ne yapacağını.
Yeni telefon almak istese bu parayı verecekti. Zaten büyük
ekran bir telefon istiyorsa bunu kullanmasını, ama sahte bir telefon olduğunu,
aslında sahte bile değil, başka bir şey olduğunu söyledim.
Satan kişi uyarmadı mı dedim ya da satan kişiyle tanışıklığı
sağlayan ortak arkadaş?
“Birebir aynısı” demiş.
Birebir aynı olmakla kendi olmak farklıdır.
Rol modellerinizi düşünün. Empati olayını düşünün. “Onda işe
yaradı” diyerek kendinize uydurmaya çalıştığınız ilaçlarını düşünün.
Kopyala yapıştır süreç yönetimi çabalarınızı düşünün…
Birebir aynısı, kendisi değildir!
Karşımızdaki kişiyi bir şeylerle suçlarken de aynı durummuş
gibi bakıyoruz. Geçmişteki bir hatayı temcit pilavı gibi pişirip pişirip önüne
getirebiliyoruz! Oysa dün dünde kalmalı cancağızım, bugün yeni şeyler söylemek
gerek!
Sanırım koçluğun en sevdiğim kuralı; durumsallık!
Her duruma benzerlerinden ilham alarak ama kendine has
özellikler çerçevesinde bakma sanatıdır durumsallık!
Siz de herkesten ilham alabilirsiniz ama kendi
özgünlükleriniz üzerine durmalısınız!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorumunuzla blogu zenginleştirdiğiniz için teşekkürler :)))