18 Ekim 2011 Salı

Tangolandım, tangolan, tangolanalım :)

"Mola verin, beyninize iyi gelecektir"
Yaratıcılığın günümüz duayenlerinden Tony Buzan'ın bir öğüdü bu.
Bugün kulak verdim ve pazartesi sendromuna girmeden, hafif bir haftaya giriş yaptım.

Akşama ise tangoladım kendimi.

Bir açılış partisinde 15 dakikada çaça öğreten arkadaşım, "hayatına ritm kat" diye önermişti bana. Evde zaman bulup tek başıma pratikler yapıyordum ben de. Çünkü eski eğitmenimin mekanını kapatmasından beri, miskindim dans konusunda.
Ama bir davet geldi ve yeniden başladım sanırım tangoya!

Kafa ne kadar sakin, dans o kadar güzel.
Omuzlar ne kadar geniş açılmış, o kadar zarif görüntü.
Partnerle iletişim ne kadar kuvvetli, o kadar uyumlu adımlar.
Ne kadar yüzüm gülümsüyorsa, o kadar ardışık hareket.
Sosyalleşmek isteyen arkadaşlar için de çok güzel bir yol,
İletişimini güçlendirmek isteyen sevgililer için de :)


Pazartesi akşamları Taksim'de benimle derse katılmak isteyenler, iletişime geçsinler: mustep@gmail.com
Başka bir salonda da annem başlamış tangoya. Belki milongalarda karşılaşırız (milonga, tango buluşması amaçlayan dans gecesi diye özetlenebilir sanırım)
Sanırım Cadde Dergisi'nin yazın çıkan bir sayısında tangoyla stres yönetimi üzerine bir yazı yazmıştım. Aferin bana :)
Dans eğitmeni bir arkadaşımın sözü ile bitireyim:
Dansta kalın.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumunuzla blogu zenginleştirdiğiniz için teşekkürler :)))