4 Kasım 2013 Pazartesi

Olanın Olmayana Borcu Olması

Son günlerde bilgisayar başında çok vakit geçiremediğimden Ekim Ayı'nda blogum ihmal oldu.
ASHOKA 2013 Ödüllerinden bahsetmeden ekimi kapatmış olmamalıydım.
Ashoka dünyanın en büyük ağlarından birisi.
Dünya genelindeki sosyal girişimcileri kendi kriterlerine göre seçiyor ve gerektiğinde fonla, bilgi kaynağıyla destekliyorlar.
Sosyal girişim tabirine daha önce de blogumda değinmiştim. En özet haliyle; yaşadığı dünyaya fayda sağlayan,iktisadi kârdan ziyade sosyal fayda odağında kuruluşlardır.
2012'de akredite edilen üyelerden birisi de Tülin Akın'dı ve bu geceki ödül verenlerden birisi kendisi oldu. Stratejik yönetim konusunda kendisi ve ekibine koçluk yapıyorum. O gece de yaşayacağı onura ortak olmamı istedi.
Tülin'in ödül verdiği kişi Zafer Kıraç.
Hapishanelerde insancıl yaşam şartları üzerine çaba sarf eden bir güzel insan. İki üç cümle paylaşmak istiyorum onun ağzından:
"Ülkemiz 2020'de hapishane kapasitesinin iki katı olacağının müjdesini verdi! Gelişmiş demokrasilerde ise alternatif cezalandırma metotları denenir.
Dünyada çocuklar ve suç kavramları ayrıştırılmaya çalışılırken, bizdeyse ıslahevleri boşaltılıyor ve cezaevi kampüslerine yerleştiriliyorlar."

Yıllar öncesinden tanıdığım Serra Titiz ise, bir çok projesi olmasına rağmen GelecekDaha.Net projesiyle ödüllendirildi. Gençlere gönüllü e-mentorluk sistemi sunuyor. Daha önceleri çeşitli üniversitelere açıktı sadece, ama artık tüm Türkiye yararlanabilecekmiş bu hizmetten.
Ödülünü de rol modellerinden İbrahim Betil verdi. Eğitime gönlünü veren büyük üstadın TOG, TEGV, ÖRAV ve daha birçok yerde emeği var.

TEMA da ödüllendirildi ve Hayrettin Karaca sağlık sebebiyle katılamadı ama bir video röportaj izlememizi sağladı.
"Komşu açken tok yatmak günahtı bizim zamanımızda. Olanın olmayana borcu vardı... Ama umutluyum bu gençlikten, uyandı Türkiye; UYANDIK!" 

Son konuşmacı Almanya'dan Felix Oldenburg, 1990'larda başlayan araba paylaşımına değindi ve shareconomy'ye değindi (Paylaşım Ekonomisi)
Yarının ekonomisi; armağan ekonomisi olabilir, paylaşım ekonomisi olabilir... Öyle veya böyle dünün "Rabbena! Hep Bana" Ekonomisi değil!

İnsanlar, yatırımcı adaylarına bile fikirlerini paylaşmaktan çekinirken, kopyalanmasını önlemeye çalışırken; geleceğe oynayanlar ise daha iyi bir dünya için top koşturanlar açık platformlar şeklinde çalışıyorlar.
İş  modelleri işbirliğine açıktır.
Hatta iş fikirleri başkaları tarafından kopyalandığında, daha değerli oluyor.

Peki bu yaklaşım para kazandırır mı?
En basitinden Tülin Akın yıllık 2 Milyon Dolar kadar ciro yapıyor ve yeni projeleriyle bu artıyor. Daha büyükleri var, daha küçükleri var. Ama evet, bu yaklaşımlardan da para kazanılabiliyor.
Bunların global örnekleri için sosyal girişimciliği, özellikle İngilizce kaynaklarda aradığınızda yepyeni bir vizyonla karşılaşacağınızdan eminim.
Herşey daha iyi bir dünya için...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumunuzla blogu zenginleştirdiğiniz için teşekkürler :)))