19 Şubat 2011 Cumartesi

Küçük Bir Kampanya

Ufkumu genişleten en büyük eğitimlerden birisiydi Girişimcilik Eğitimi.
Nasıl proje yazılır, nasıl fikir geliştirilir, finansmanı, pazarlaması... Şansıma bunu da Türkiye'nin bu konudaki lider kurumundan, MG Danışmanlık'tan almıştım. Hatta yine şansıma, MG bünyesindeki en yetkin eğitmendi eğitmenim; Tuğberk Seçkin.
Dün de onunla beraberdim. Ofisinde ağırladı ve tüm yoğun koşturmasının içinde sohbet de edebildik ve paylaşacağım bazı şeyler üzerine konuştuk.
Zamanla detaylarını da veririm, ama bir şeyin aciliyeti var sanırım.
Geleceğini kişinin kendisinin kurmasına yönelik yazılarımı zaten biliyorsunuz. Ancak temel eksikliklerden birisi, fikirlerin hibe ve kredi gibi destekler için kuralına uygun yazılması, sunulması gibi bürokratik deneyimler.
Bu konuda ilgili kamu kuruluşları, zaten size, satın alacağınız danışmanlık hizmetlerinin maliyetini destekleyerek iade ediyor. Ancak piyasadaki genel tablo "Gel abi, yazarız projeni" şeklinde.
MG Danışmanlık ve özellikle de Tuğberk ise, itibarı düşünüyor. Hem itibar hem de faydayı da bir çalışmada biraraya getirebileceğimizi konuştuk biz de.
Burada rakam söylemek istemiyorum, ancak piyasa değerinin altında bir kaparo ile danışmanlığa başlangıç yapıp, projenin gidişatı ve kabulüne göre adım atılacak, böylece girişimci fazla maliyetlerden arınmış olacak.
Danışmanlık piyasasında zaten bunun örnekleri var, ancak dediğim gibi, önüne gelene proje danışmanlığı yapmak ve işe yarar, yaramaz her türlü danışmanlık adımını uygulamak, hem kendi emeğini çöpe atmak hem de müstakbel girişimcinin ümidi, emeği, fikri ve parasını hiç etmek şeklinde gerçekleşiyor maalesef.
İtibar dedik ya, her projeyle çalışmak istemiyor Tuğberk ve ekibi bu yüzden. Hem kendi emekleri hem de girişimciler için en uygun yol. Böylece girişimci, daha yolun başında fikri hakkında deneyimli ağızlardan bir geri bildirim almış olacak.
Ayrıca ciddi girişimcilerle çalışmak, sadece para kazanmak değil, sonucu görmenin mutluluğunu da yaşamak ve çok güçlü referanslarına yenilerini eklemek amacındalar.
"Gide gele, gide gele bize spor yaptırmayacak girişimci istiyoruz" Birebir Tuğberk'in ağzından dökülüyor bu serzeniş, çünkü başlangıçtaki aşkımız, azmimiz, devam etmiyor. Hani bir söz var ya; "Türk gibi başla, Alman gibi devam et, İngiliz gibi bitir"... Devam edilmeyince, sonuca da varılmıyor, onca emek, onca zaman da heba oluyor.
Bildiğimiz kampanyalardan değil bu; çünkü kazan veya kazan-kazan değil, kazan-kazan-kazan var içinde, hatta dörtlü. Girişimci kazanıyor, danışman kazanıyor, ekonomi kazanıyor, gelecek kazanıyor.
Duyurması da bana kalıyor.
Dilerseniz direk kendileriyle iletişime geçin, dilerseniz Mustep üzerinden. Mustep referansıyla iletişimde birkaç ek güzellikleri daha var, ama esas dikkat edilmesi gereken soru:
Yarınını kurmaya niyetli misin?

4 yorum:

  1. Çok güzel bir bilgilendirme olmuş, eline sağlık.. Bence de çok önemli ve dikkat edilmesi gereken bir nokta..

    YanıtlaSil
  2. Yazının anafikri şahane...ama ben bu "girişimci" lafından iyiden iyiye soğdum, irite olmaya başladım...neden dersen bilmiyorum :)
    aynı şey bi dönem "kurumsallık" lafında da olmuştu mesela...
    bu arada görüşemiyoruz özledik...

    YanıtlaSil
  3. Tolga:)) heryerde o kadar çok ağıza alınıyor ki girişimcilik, ondan olabilir mi? ayrıca olumlu-olumsuz akla gelen herşey ağza dökülüyor. kurumsallık da böyleydi, ki hala böyle:) kravat-takım ile bey-bayan sıfatlarının eklenmesi ile kurumsallığın içiçe görülmesi...
    ben de çok özledim seni ve ortağını:) en kısa zamanda görüşelim istiyorum:)

    YanıtlaSil
  4. Ranacığım beğenin ve yorumların için teşekkürler:)

    YanıtlaSil

Yorumunuzla blogu zenginleştirdiğiniz için teşekkürler :)))